Connectist’in Yeni Sayısı Yayınlandı
İletişim Fakültesi’nin akademik hakemli dergisi Connectist: Istanbul University Journal of Communication Sciences’ın 55. sayısı yayınlandı.
İletişim alanına ait güncel araştırmaların yer aldığı son sayıya http://connectist.istanbul.edu.tr/tr/_ adresinden ulaşılabilir.
Sayının ilk makalesinde Atalay Bahar “Uyuşturucu Madde Kullanımının Nedenleri ve Bağımlılık Oluşum Sürecinde İletişimsel Yaklaşımların Rolü ve Önemi: Polis Kayıtları Üzerinden Olgusal Bir İnceleme” başlıklı çalışmasında yirmi dört uyuşturucu kullanıcısından derinlemesine görüşme tekniği ile elde ettiği verileri, belirlediği kategoriler bağlamında incelemiş ve iletişimsel yaklaşım açısından önemli bazı sonuçlara ulaşmıştır.
Türk halkla ilişkiler uygulayıcılarının mesleklerini algılayış biçimlerini ve uygulamadaki eğilimlerini ortaya koymayı hedefleyen “Key Issues in Turkish Public Relations Practitioners’ Perception of Profession: Relational Paradigm, Dialogic Public Relations, Symmetrical Public Relations, Corporate Social Responsibility and Corporate Sustainability” isimli çalışmasında ise Hatun Boztepe Taşkıran, alanın profesyonellerine anket yöntemiyle ulaşmış ve Türk halkla ilişkiler uygulayıcılarının mesleklerini hem kurumların hem de hedef kitlelerin yararına odaklanan bir bütün olarak algıladıklarını kaydetmiştir.
Bülent Çaplı ve Oğuzhan Taş “Medya Etiği Eğitiminde Karşılaşılan Sorunlar: Türkiye’deki̇ Ders İzlenceleri Üzerinden Bir Değerlendirme” başlıklı araştırmalarında Türkiye’de medya etiği eğitiminin nasıl bir görünüme sahip olduğunu fakülte ve bölümlerden toplanan ders izlenceleri temelinde inceleyerek, söz konusu eğitimin Türkiye’deki geleceği açısından önemli tespitlere ulaşmışlardır.
Sayının bir diğer alan araştırması içeren makalesi “Google Gazeteciliği: Dijital Çağda Bir ‘Gerekli Kötü’ Olarak SEO Haberleri ve Haberin ‘Tık’ Uğruna Deformasyonu” başlıklı çalışmadır. Şadiye Deniz ve Elif Korap Özel haber içeriklerinin belirlenmesi aşamasında sık sık başvurulan özel arama motoru optimizasyonu süreci hakkında on beş profesyonel gazeteci ile görüşmüş ve olumsuz yönlerine karşın bu sürecin çetin rekabet ortamında bir zorunluluk olarak görülmekte olduğunu kaydetmişlerdir.
Murat Koçyiğit ve Büşra Küçükcivil Arçelik markasının A Milli Takımlar sponsorluğu üzerinden kurguladıkları “Pazarlama Amaçlı Sponsorluk Etkinlikleri ile Tüketici Temelli Marka Değeri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi: Bir Türk Markası Üzerine Tüketici Araştırması” başlıklı çalışmalarında anket yöntemini kullanarak 412 kişiye ulaşmış; pazarlama amaçlı sponsorluk faaliyetleri ile marka değerinin alt değişkenleri olan “marka sadakati”, “algılanan kalite”, “marka çağrışımı/bilinirliği”, “genel marka değeri” arasında anlamlı bir ilişki olduğunu tespit etmişlerdir.
Bilge Narin “Reading Digital News: Hypertextual Usage Habits and Learning Practices Among U.S. Communication Undergraduates” başlıklı İngilizce çalışmasında University of Massachusetts’teki iletişim alanındaki lisans öğrencileri üzerinde yaptığı araştırma sonuçlarını bizlerle paylaşarak öğrencilerin dijital haber okuma deneyimlerine “hipermetinsellik” bağlamında ışık tutmuştur. Çalışmanın önemli sonuçlarından biri hipermetinselliğin yazar ve kullanıcıları işbirliğine davet etse de fikir kutuplaşmalarına ve yeni etik sorunlara yol açabilmesi olarak ortaya çıkmıştır.
Ezel Türk “Katılımcılık, Geribildirim ve Cevap Verebilirlik Boyutlarıyla Facebook’un Kurumsal İletişimde Etkileşimli Bir Mecra Olarak Kullanım Yetersizliği: Türkiye Menşeli Hava Yolları Şirketleri Üzerine Bir Değerlendirme” isimli çalışmasında altı hava yolu şirketinin kurumsal Facebook hesaplarını içerik analizi tekniği ile inceleyerek, Facebook’un etkileşimli bir mecra olarak kullanılmasındaki yeterliliği tespit etmeye amaçlamıştır. Çalışma, incelenen kurumların Facebook’u kurumsal iletişimde yeterince etkin bir biçimde kullanamadıklarını ortaya koymaktadır.
“Reklamın Dramaturjik Çerçevede Çözümlenmesi: Absürt Dramaturji Açısından Bir Televizyon Reklamı” başlıklı çalışmada Serdar Yıldız ise absürt bir reklam örneği olarak ele aldığı Eti Tutku markasının televizyon reklamını absürt dramaturji açısından çözümleyerek, reklam ve sanat ilişkisine dikkatleri çekmiştir.